Almanya’da İltica Politikası Üzerine Büyük Kriz
Almanya’da İltica Politikası Üzerine Büyük Kriz: CDU, FDP ve AfD’nin Ortak Oyu Tepki Çekti
Medya.Berlin
0
85
Berlin – Almanya’da mülteci politikalarının sıkılaştırılmasına yönelik tartışmalar, Federal Meclis’teki kritik oylamayla yeni bir boyuta taşındı. Birlik partileri (CDU/CSU), FDP ve aşırı sağcı AfD, Friedrich Merz’in sunduğu iltica yasalarını sıkılaştırma önergesine birlikte evet dedi. Önerge 348 evet, 344 hayır oyuyla kabul edilirken, bu karar başta SPD ve Yeşiller olmak üzere sol ve merkez partilerde büyük tepkiye yol açtı.
CDU Lideri Friedrich Merz: “SPD’nin İltica Politikası Başarısız Oldu”
CDU lideri Friedrich Merz, Federal Meclis’te yaptığı konuşmada, Almanya’nın göç politikasının tamamen başarısız olduğunu savunarak Başbakan Olaf Scholz’u ve SPD’yi suçladı. Merz, hükümetin kriz yönetiminde yetersiz kaldığını belirterek şunları söyledi:
“Kaç kişinin daha ölmesi gerekiyor? Daha kaç insan öldürülecek? Bu ülkeye düzensiz göçü sınırlamak zorundayız. SPD ve Yeşiller, Almanya’nın güvenliği konusunda büyük bir hata yapıyor.”
Merz, Almanya’nın göç yükünü artık taşıyamayacağını vurgulayarak, CDU’nun “demokrasinin merkezi” olduğunu ve halkın büyük kısmının daha sert mülteci politikaları talep ettiğini savundu. Ayrıca, CDU’nun AfD ile işbirliği yaptığı iddialarını reddetti.
SPD’den Sert Yanıt: “CDU, Aşırı Sağ ile Aynı Safta!”
SPD ve Yeşiller, CDU’nun AfD ile birlikte hareket etmesini “demokratik değerlere zarar veren bir adım” olarak değerlendirdi. SPD’li milletvekilleri, Merz’in aşırı sağcı söylemlere yaklaşan bir tutum sergilediğini iddia etti.
SPD Başbakanı Olaf Scholz, bu oylamanın Almanya’nın değerlerine zarar verdiğini belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Almanya bir hukuk devletidir ve biz iltica hakkını korumaya devam edeceğiz. CDU, AfD ile aynı çizgide hareket ederek demokrasiye zarar veriyor. Bu karar, ülkemizi bölmekten başka bir işe yaramayacak.”
Yeşiller Partisi’nin Meclis Grup Başkanı Katrin Göring-Eckardt, CDU’nun bu adımını “siyasi ahlaktan yoksun” olarak nitelendirerek şunları söyledi:
“CDU, aşırı sağcı bir partinin desteğiyle kendi çıkarlarını korumaya çalışıyor. Tarihsel olarak bu tür ittifaklar hep tehlikeli olmuştur. Almanya, göçmen karşıtı politikalara teslim olmamalıdır.”
FDP Lideri Lindner: “Sorumluluk Bilinciyle Hareket Ettik”
Önergeye evet diyen FDP’nin lideri Christian Lindner, CDU ve AfD ile aynı çizgide hareket etmesine gelen tepkilere karşı şu açıklamayı yaptı:
“Bu kararın arkasında duruyoruz. Almanya’nın mülteci krizine karşı daha sağlam bir duruş sergilemesi gerekiyor. Biz CDU veya AfD ile ortak hareket etmek için değil, sorumluluk bilinciyle hareket ettiğimiz için bu kararı aldık.”
Ancak FDP içerisinde de bu kararın parti içinde kriz yarattığı iddia ediliyor. Bazı FDP milletvekillerinin bu adımı “tehlikeli bir ittifakın başlangıcı” olarak değerlendirdiği öne sürüldü.
AfD’den Açık Mesaj: “Mülteci Akınına Son Vermeliyiz”
AfD Eş Başkanı Alice Weidel, CDU ve FDP’nin AfD ile birlikte hareket etmesini memnuniyetle karşıladı. Weidel, mevcut mülteci politikalarının tamamen başarısız olduğunu belirterek, sığınmacıların Almanya’ya girişini kısıtlayacak önlemlerin bir an önce yürürlüğe girmesi gerektiğini söyledi:
“Bu yasa sadece bir başlangıç. Göçmen politikalarını daha da sıkılaştırmalıyız. Almanya, iltica politikalarında sert bir dönüş yapmazsa toplumsal istikrarsızlık kaçınılmaz olur.”
Weidel ayrıca, AfD’nin uzun süredir savunduğu mültecilerin ülkelerine geri gönderilmesi politikasının CDU tarafından da kısmen benimsenmeye başladığını belirtti.
Almanya’da Yeni Bir Dönemeç mi?
Bu karar, Almanya’da siyasi dengeleri değiştirebilir. Özellikle CDU’nun, AfD’nin de desteklediği bir önergeyi Federal Meclis’ten geçirmesi, partiler arasındaki ilişkileri gerdi. SPD ve Yeşiller, CDU’yu aşırı sağ ile ittifak kurmakla suçlarken, CDU ve FDP, halkın güvenliği için hareket ettiklerini savunuyor.
Siyasi analistlere göre, bu oylama 2025 Federal Seçimleri öncesinde Almanya’nın siyasi haritasını şekillendirebilir. Göç politikaları, seçim kampanyalarının en önemli konularından biri haline gelirken, bu gelişmenin CDU’yu mu güçlendireceği yoksa SPD ve Yeşiller’e mi avantaj sağlayacağı merak konusu.
