Refik Soğukoğlu’nun Yeni Romanı “Dolmuş” Okurla Buluştu
Refik Soğukoğlu’nun yeni romanı Dolmuş, Almanya’daki Türk göçmenlerin işsizlik, aidiyet ve kuşaklar arası çatışma ekseninde şekillenen hikâyesini edebi bir dille anlatıyor.
Medya.Berlin
Almanya’da uzun yıllar kamu diplomasisi alanında görev yapan eski Berlin basın müşaviri Refik Soğukoğlu, ikinci kitabı roman türünde "Dolmuş" ile okurun karşısına çıktı. Duisburg’da geçen roman, yıllardır iş bulamayan iki arkadaşın hayalleri üzerinden göçmenlik deneyimini, toplumsal dışlanmayı ve umut arayışını merkezine alıyor.
Eserin ana karakterleri Mehmet ve Muharrem, her gün iş ilanlarını takip etmelerine rağmen ya düşük ücretli işlerle karşılaşıyor ya da yabancı kimlikleri nedeniyle geri çevriliyor. Umutsuzluk ve sıkışmışlık duygusu, Türkiye’deki dolmuş kültürünü anlatan bir televizyon haberiyle farklı bir yöne evriliyor. İki arkadaş, Duisburg’da ilk “dolmuş”u hayata geçirme fikrine tutunarak hayatlarını değiştirecek bir adım atmayı planlıyor.
Göçmen ebeveynler ve kuşaklar arası hesaplaşma
Ancak hayalin önündeki en büyük engel maddi imkânsızlıklar oluyor. Hikâye bu noktada, yıllarını Almanya’da çalışarak geçirmiş ve emekliliğe ayrılmış iki eski misafir işçi baba karakteri Hamdi Altın ve Şehri üzerinden derinleşiyor. Soğukoğlu, göçmen ebeveynlerin çocuklarına karşı duyduğu bastırılmış suçluluk duygusunu ve geç kalmış sorumluluk hissini çarpıcı bir kurgu ile ele alıyor.
Romanın kırılma anı ise iki babanın, oğullarının hayalini gerçekleştirmek adına bir banka soygununa kalkışmasıyla yaşanıyor. Absürt bir girişim olarak başlayan bu olay, yalnızca ailelerin değil, tüm mahallenin hayatını etkileyen zincirleme gelişmelere yol açıyor.
Mizah ve toplumsal eleştiri iç içe
Gerçek hayattan izler taşıyan Dolmuş, mizah ile dramı dengeli bir biçimde harmanlıyor. Göç, kimlik, aidiyet, umut ve hayal kırıklığı temaları etrafında şekillenen roman, Almanya’daki Türk diasporasının çoğu zaman görünmeyen hikâyelerine ışık tutuyor.
Refik Soğukoğlu’nun ikinci kitabı Dolmuş, edebiyat okurlarının yanı sıra Almanya’daki göç tarihi ve kuşaklar arası ilişkilerle ilgilenenler için de dikkat çekici bir çalışma olarak öne çıkıyor.
İlgili Arşiv Haber
Almanya’daki Türkler
