Türkiye, Avrupa Sanayisinin Stratejik Merkezi Olma Yolunda:

Alman mühendisliğinin 32 yıllık deneyimi: MR-PLAN Group’un küresel ağı

Avrupa’nın önemli mühendislik kuruluşlarından MR-PLAN Group’u yöneten Claus R. Mayer, firmanın üretim hatlarından savunma projelerine uzanan çok katmanlı yapısını anlattı. Şirket; BMW, Mercedes, Volkswagen, Audi ve Porsche gibi dev otomotiv üreticilerinin yanı sıra Airbus ve önde gelen savunma sanayi firmalarına proje geliştiriyor. 300’ü aşkın mühendisten oluşan teknik kadro, MR-PLAN Group’u Avrupa’da sayılı entegre mühendislik çözüm sağlayıcılarından biri yapıyor.

Mayer, bu yapı sayesinde “tasarım, planlama, lojistik ve operasyon yönetiminin tek çatı altında toplandığını”, bunun da şirketi benzersiz kıldığını söylüyor.

İlgili Video
Türkiye–Almanya otomotiv iş birliği yeni mobilite döneminde güçleniyor

“Türkiye yalnızca pazar değil, üretim ve inovasyon merkezi”

Berlin’de düzenlenen Otomotiv Zirvesi’nin ardından Medya.Berlin’e konuşan Mayer, Türkiye’nin otomotiv sektöründe yükselen bir güç olduğunu vurguladı. TOGG’un rekabetçi bir küresel oyuncu olarak hızla sahneye çıktığını, Çinli üreticilerin Türkiye’ye yatırım ilgisinin arttığını ve tedarik zincirlerinin yeniden şekillendiğini dile getirdi.

“Almanya’da geliştirdiğimiz mühendislik birikimi Türkiye’deki üreticilere doğrudan aktarılabilir. Türkiye potansiyelini büyüten, dinamik ve yenilikçi bir ülke.” sözleriyle Türkiye’nin cazibesini özetledi.

Kültürel farklar işbirliğini güçlendiriyor

Almanya ve Türkiye arasındaki çalışma kültürlerini karşılaştıran Mayer, Türk sanayisinin esnek ve hızlı karar alma yapısına dikkat çekti. Başlangıçta alışılması zor olan bu dinamizmin, doğru entegrasyon sağlandığında büyük bir avantaj sunduğunu ifade etti.

“Türkiye açık, üretken ve fırsat dolu bir ülke. Bu enerjiyle çalışmak bir mühendis için büyük motivasyon.” dedi.

Siyaset değil mühendislik: “Bizim işimiz teknoloji üretmek”

Türkiye’de siyaset ve iş dünyası arasındaki ilişkiler hatırlatıldığında Mayer, şirketlerinin siyasi pozisyon almadığını, yalnızca mühendislik ve teknoloji odaklı çalıştıklarını belirtti. Uluslararası standartlara, hukuki çerçeveye ve kurumsal ilkelere titizlikle bağlı olduklarını vurguladı.

Türkiye’de yeni projeler yolda

Mayer, şirketin Türkiye’de planlama aşamasındaki bazı stratejik projeler yürüttüğünü ancak resmi duyuru yapılmadan detayların paylaşılmayacağını söyledi. Buna karşın, “Türkiye bizim için yüksek potansiyelli bir pazar” değerlendirmesi, MR-PLAN Group’un Türkiye’deki varlığını büyütmeye hazırlandığının güçlü bir işareti olarak öne çıkıyor.

Berlin’deki Türkiye kökenli topluluk: “Onlar da Almanya’nın bir parçası”

Berlin’de yaşayan yüz binlerce Türkiye kökenli vatandaş hakkında konuşan Mayer, bu topluluğun diplomasi, iş dünyası ve teknoloji alanında önemli bir rol üstlendiğini ifade etti. Aidiyet konusundaki sözleri dikkat çekiciydi:

“Bir kişi Almanya’da doğmuş ve Alman pasaportu taşıyorsa, o da benim gibi bir Almandır. Eşitlik tam da budur.”

2026 sonrası Almanya: Savunma, yatırım ve sorumluluk dönemi

Mayer, Almanya’nın pandemi ve Rusya-Ukrayna savaşı sonrası dönemde “yeniden yapılanma” sürecine girdiğini belirtti. Savunma kapasitesinin artırılmasının artık bir tercih değil zorunluluk olduğunu vurguladı. Kyiv’de bulunduğu günlerde sığınaklara inmek zorunda kalmasının bakış açısını değiştirdiğini anlatarak genç kuşaklara şu mesajı verdi:

“Artık hayal değil, sorumluluk zamanı. Almanya’nın geleceği daha fazla çalışma, daha fazla hazırlık ve daha fazla üretkenlik gerektiriyor.”

Türkiye’nin AB üyeliği: “Doğal bir süreç, gecikmiş bir adım”

Röportajın en kritik bölümlerinden biri Türkiye’nin Avrupa Birliği ile ilişkilerine dair değerlendirmeler oldu. Mayer, Türkiye’nin ekonomik dinamizmi, stratejik konumu ve kültürel bağları nedeniyle Avrupa’nın ayrılmaz bir parçası olduğunu söyledi.

“Türkiye, ekonomik ve jeopolitik olarak zaten Avrupa’nın içinde. AB ve Türkiye birbirine güç katar.” ifadesi, iki taraflı entegrasyonun önemine işaret ediyor.

İlgili Haber
Claus R. Mayer: “Türkiye otomotiv ve savunma sanayiinde Avrupa için stratejik bir merkez haline geliyor”

Ortak gelecek, ortak sorumluluk

Mayer, hem Türkiye’nin hem Avrupa’nın küresel belirsizliklerin arttığı dönemde ortak hareket etmesi gerektiğini vurgulayarak sözlerini tamamladı:

“Birlikte hareket ettiğimizde hem Türkiye hem Avrupa daha güçlü olur.”