Latin Amerika’da fidye için adam kaçırma vakaları artıyor

Resmi verilere göre adam kaçırma vakaları Kolombiya’da bir önceki yıla göre yüzde 83 arttı. Meksika’da günde 2 adam kaçırma vakası yaşanıyor. Uyuşturucu kartellerinin etkisini arttırdığı Ekvador, sosyoekonomik sorunların yaşandığı Haiti’de de durum endişe verici boyutlarda

Latin Amerika’da fidye için adam kaçırma vakaları artıyor
Meksika'daki bir adam kaçırma vakasının ardından güvenlik görevlileri bölgede arama yapıyor

Organize suç örgütlerinin en etkili olduğu bölgeler arasında yer alan Latin Amerika’da son yıllarda artan adam kaçırma vakaları endişe yaratmaya devam ediyor. Uzmanlar adam kaçırma vakalarındaki artışın başta uluslararası uyuşturucu ticareti olmak üzere insan ve silah kaçakçılığı, kara para aklama gibi işleri yapan suç ağlarının gücünü arttırmasına ve faaliyetlerini çeşitlendirmelerine bağlıyor.

Ciddi güvenlik zaaflarının ve yolsuzluk olaylarının yaşandığı bölgede, adam kaçırma vakalarının diğer yasadışı işlerle kıyaslandığında, görece daha az risk taşıması ve kısa sürede yüksek kazanç sağlama olanağı sunmasından ötürü irili ufaklı suç örgütleri tarafından son yıllarda daha fazla tercih edildiği kaydediliyor.

En çok kaçırma vakası Meksika, Kolombiya, Ekvador ve Haiti'de

Latin Amerika’da en çok adam kaçırma vakasının kayıt altına alındığı ülkeler arasında Ağustos ayında günde ortalama iki adam kaçırılan Meksika, Ekim ayı itibarıyla vakaların bir önceki seneye nazaran yüzde 83 artarak 286’ya ulaştığı Kolombiya, pandemi sonrası suç örgütlerinin etkinliğini arttırdığı Ekvador ve ciddi sosyoekonomik sorunların yaşandığı Haiti bulunuyor.

Uzmanlar gerçek sayının çok daha fazla olduğunu ancak mağdur yakınlarının emniyet mensuplarına duyduğu güvensizlik ve kaçırılan kişinin yaşamından duyulan endişeden dolayı çoğu vakanın resmi makamlara bildirilmediğini kaydediyor.

21. yüzyıldaki adam kaçırma vakalarının yüzde 70’i Latin Amerika’da

El Salvador’lu organize suç ve kamu güvenliği uzmanı, kriminolog Ricardo Sosa 21. yüzyılda yaşanan her on adam kaçırma olayından yedisinin Latin Amerika’da yaşandığını kaydediyor.

VOA Türkçe’nin ulaştığı Sosa, mağdurların sadece yüksek miktarda fidye ödeyebilecek zengin veya orta sınıf kesimlerden oluşmadığını, “ekspres adam kaçırma” denilen ve birkaç saat içerisinde daha düşük miktarda para talep edilen vakaların da olduğunu, böylece hemen herkesin hedef haline gelebildiğini, bu durumun da vakaların artmasında etkili olduğunu belirtiyor.

Uluslararası uyuşturucu ticaretine bağlı olarak rüşvet, yolsuzluk ve dokunulmazlıklar arttıkça adam kaçırma vakalarının da arttığına dikkat çeken Sosa, faillerin daha çok çete üyeleri, eski güvenlik mensupları ve gerilla hareketleri olduğunu söylüyor.

Sosa, “Adam kaçırma olaylarının artmasının temel nedenleri arasında organize suç örgütlerinin devlet içine sızması, rüşvet ve yolsuzluk, farklı alanlarda faaliyet gösteren suç örgütleri arasındaki yakın ilişki, ihtiyaç duyulandan daha düşük bütçe ayrılan güvenlik kuvvetleri ve yargının devasa bir güce ulaşan uluslararası organize suç örgütleriyle mücadelede yetersiz kalması gibi etkenler yer alıyor” diyor.

Adam kaçırma vakalarının bölgede bu kadar yaygın olmasının tarihsel bir arka planı olduğuna da dikkat çeken uzman, bölgede 1930 ve 1960’lı yıllarda bazı güvenlik güçleri mensuplarının zengin kişileri tutuklayarak serbest bırakma karşılığı para istemesi, ödeme yapılmaması halinde öldürülerek gömülmesi ve kayıtlara da kayıp olarak geçildiğini anlatıyor.

"Bölgesel politikalar üretilmeli"

Bölgede vakalarının artmasına bağlı olarak şahıs arabalarına zırh takılması, koruma hizmeti, güvenlik acentaları, değerli mallar için nakliye hizmetleri, silah ve mermi satışları, GPS ve çelik yelekler gibi kaçırılma riskini önlemeye yönelik çok sayıda mal ve hizmetten oluşan bir sektör de oluşmuş durumda.

Sosa’ya göre sorunun çözümü için bölgesel ve bütüncül bir politika oluşturulması, ailenin ve çocukların ön planda tutulduğu ve daha önce benzeri görülmemiş sosyal yatırımlar yapılarak yoksulluk ve aşırı yoksullukla mücadelenin arttırılması ve suçla mücadelenin rüşvet ve yolsuzluğa bulaşanları da hedef alacak biçimde uygulanması gerekiyor.

Mustafa Özdemir