"Döner Almanya-Türkiye İlişkilerinde Sembol Oldu"

Frank-Walter Steinmeier, Türkiye'ye resmi ziyaretleri sırasında döner diplomasisini konuştuğumuz Ahmet Külahcı ile sohbet ettik.

"Döner Almanya-Türkiye İlişkilerinde Sembol Oldu"
Ahmet Külahçı, Hürriyet Gazetesi'nin Berlin temsilcisi
"Döner Almanya-Türkiye İlişkilerinde Sembol Oldu"

Berlin-

Ahmet Külahçı, Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier'in Türkiye'ye 60 kilo döner götürmesi üzerine yaşanan tartışmalar hakkında, "Bu jest iki ülke arasındaki kültürel ve diplomatik ilişkileri pekiştiren bir sembol olarak görülmeli. Dönerin ana vatanı Türkiye'dir ve öyle de kalacaktır" dedi. Külahçı, ziyareti olumlu ve ılımlı geçtiği için önemli bir dönüm noktası olarak nitelendirdi.

Mustafa Ekşi: Gazeteci Ahmet Külahçı'ya şu soruyu da sormak farz oldu. Çünkü kendisi Steinmeier'in uçağında 60 kilo dönerle İstanbul'a gitti. Ahmet abi, dönerden tattın mı?

Ahmet Külahçı: Ben pek dönerci değilim, onun için dönerden tatmadım. Orada gördüm tabii yani, orada da gördüm yani. Yani Steinmeier döner keserken, orada insanların Tarabya'daki Alman Büyükelçiliği'nin misafirhanesinde, konuk evinde insanların döner yediklerini gördüm. Ama dediğim gibi ben kendim pek dışarıda döner falan yemiyorum yani.

Mustafa Ekşi: Peki bu seyahatinizde Steinmeier'le dönerin kamu diplomasisi haline gelmesini nasıl karşılıyorsunuz? Ve sizce bu normal bir şey mi? Seyahatı da bir değerlendirir misiniz?

Ahmet Külahçı:Şimdi seyahat bir kere gerçekten daha önceki dönemlerdeki seyahatlere nazaran daha olumlu ve ılımlı geçen bir seyahattir. Ve önemli bir seyahattir en azından iki ülke arasındaki diplomatik ilişkiler açısından, politik ilişkiler açısından. Çünkü neresinden bakarsan bak, son dönemlerde Türkiye ile Almanya arasında yaşanan sıkıntılar da var yani. Politik alanda sıkıntılar da var, yaklaşımlar alanda da sıkıntılar var. Ben şahsen dönerin, orada döner götürmenin bu denli bir sıkıntı veya sorun yaratılmasına şaşırdım yani. Çünkü aslında Alman Cumhurbaşkanı'nın o döneri götürürken öyle bir art niyeti yoktu. Yani onun niyeti, bu ülkede üç buçuk milyona yakın Türkiye kökenli insan yaşıyor.

Bu ülkedeki insanlar bu ülkeye sadece ekonomik açıdan değil, aynı zamanda kültürel açıdan da katkıda bulunuyor. Çünkü Alman kültürü haline geldi, bir parçası haline geldi. Buradaki Türk döneri de senin de bahsettiğin gibi, artık burada Almanya'nın her tarafında insanlar Türk döneri yemekte. Hatta Berlin döneri yemekte, Steinmeier'in dediği gibi. Çünkü döner burada farklı bir usulle yapılıyor. Yani dönerin o kadar dediğim gibi sorun haline getirilmesini ben şahsen kişisel olarak yadırgadım. Çünkü dediğim gibi ortada bir art niyet yoktu. Buradaki Türk imajını Türkiye'ye de tekrar götürmek, yansıtmak. Bakın işte biz Türklere önem veriyoruz, Türk kültürüne, Türk geleneğine önem veriyoruz mesajı vermek istemişti Steinmeier. Ama dediğim gibi o bazı çevreler tarafından yanlış algılandı. Almanya'da da bu bazı Alman medyası tarafından da yanlış yansıtıldı. O nedenle ben gerçekten o ziyaretin çok önemli bir ziyaret olduğuna ve yeni bir dönüm noktası olduğuna inanıyorum.

"Steinmeier'in Döner Götürmesi İyi Niyetli Bir Jestti" 

Çünkü dediğim gibi bir kere o görüşmeler çok ılımlı ve olumlu geçti. Yani hem giderken hem gelirken Alman Cumhurbaşkanı ile sohbet etme olan ağa buldum. İkili sohbet etme olan ağa da buldum, konuşma olan ağa da buldum. Yani gerçekten çok çok memnun ayrıldı oradan Türkiye'den gelirken. Daha önceki dönemlerde de dediğim gibi ben hem Almanya'nın başbakanı Gerhard Schröder'le hem de Angela Merkel'le Türkiye ziyaretlerine katıldım. Yani oradaki ziyaretlerde de gerçekten sıkıntılı anlar yaşandı. Ama bu seferki ziyaret çok daha farklıydı ve bence çok daha olumluydu. O nedenle çok dramatize etmemeli o döner konusunu. Döner bir semboldü, o sembol götürüldü. O nedenle dediğim gibi bu olaya iki ülke arasındaki ilişkiler açısından bakmalı ve ilişkilerin geliştirilmesi açısından bakmalı. Ve bu ilişkilerin önemli olduğunun altı yeniden çizilmeli. Çünkü gerçekten bu ülkede üç buçuk milyona yakın insan yaşamaktadır Türkiye kökenli. Bu Türkiye kökenli insanların yarıdan fazlası yani Alman vatandaşıdır. Ve bu ülkelerde yaşayan Türk kökenli insanların, Türkiye kökenli insanların hepsi Buralıdır yani Almanyalıdır. O nedenle iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesine önem verilmeli ve ilişkilerin korunmasına dikkat edilmelidir.

Mustafa Ekşi: Peki Ahmet abi sizce döner Zöder'in ve Cem Özdemir'in dediği gibi Alman mutfağı mı? Hatta Elon Musk da böyle demiş.

Ahmet Külahçı: Canım o tamamen çok saçma bir yaklaşım tabii yani. Cem Özdemir'in ve Markos Söder'in yaklaşımları. Döner deyince akla gelen nedir? Türkiye'dir. Çünkü dönerin vatanı Türkiye'dir. Yani Almanya'da tabii Türk döneri vardır o doğrudur. Ama dediğim gibi dönerin ana vatanı Türkiye'dir ve öyle de kalacaktır.

Mustafa Ekşi:Teşekkür ederiz. Sağolun.

Ahmet Külahçı Kimdir?

Ahmet Külahçı, Hürriyet Gazetesi'nin Berlin temsilcisi olarak tanınan deneyimli bir gazetecidir. 1950 yılında Konya'da doğan Külahçı, eğitim hayatına Fransa'da başlamış ve 1973 yılında Almanya'ya taşınmıştır. 1980'lerden bu yana gazetecilik yapan Külahçı, Hürriyet Gazetesi'nin Bonn ve daha sonra Berlin temsilcisi olarak görev yapmıştır.

Külahçı, Almanya'daki Türk göçmenlerin uyum süreçlerini, karşılaştıkları zorlukları ve başarı hikayelerini anlatan birçok makale ve köşe yazısı kaleme almıştır. Türk göçmenlerin Almanya'ya olan katkılarını ve kültürel entegrasyonlarını sıkça vurgulayan Külahçı, bu sürecin olumlu yanlarının altını çizmektedir. Almanya'daki Türk toplumunun, kültürel kimliklerini koruyarak yeni toplumlarına entegre olduklarını belirtmektedir 


Türkiye ve Almanya Arasındaki İlişkilerdeki Güçlü Bağlar ve Zorlu Sorunlar:
Basın Toplantısı Değerlendirmesi

İlgili Haber