Devlet Memurluğu mu, Akademik Kariyer mi?

Devlet Memurluğu mu, Akademik Kariyer mi?
Türkiye Cumhuriyeti Berlin Büyükelçiliği
Bir devlet memuru(?), özellikle de İletişim Başkanlığı’nda basın müşaviri olarak çalışan bir isim, aynı anda doktora yapabilir mi? Eğer yapabiliyorsa, bu süreçte görevini eksiksiz yerine getirebilir mi? Daha da önemlisi, doktora süreci boyunca herhangi bir şekilde devletin işleyişi aksar mı?
Türkiye’de devlet memurluğu, tam zamanlı bir iş olarak tanımlanır. Özellikle stratejik kurumlarda çalışanların mesai saatleriyle sınırlı olmayan bir sorumluluk alanı vardır. Basın müşavirleri, kriz anlarında, basın toplantılarında, resmi açıklamalarda ve uluslararası medya ile ilişkilerde her an görev başında olması gereken kişilerdir.
Peki, böyle bir sorumluluk gerektiren bir görevdeyken, aynı anda akademik bir çalışmayı yürütmek mümkün müdür?
• Doktora yapmak yoğun bir süreç değil midir? Araştırmalar, tez yazımı, seminerler, jüri savunmaları… Bütün bunlar, büyük bir zaman ve emek gerektirmez mi?
• Basın müşavirliği tam zamanlı bir iş değil midir? Kriz anlarında, olağanüstü durumlarda ve kamuoyu yönetimi süreçlerinde tam kapasiteyle çalışmak gerekmez mi?
• Bu süreç nasıl yürütüldü? Eğer doktora çalışması sırasında mesai saatleri içinde derslere girildiyse, araştırmalar yapıldıysa, tez yazıldıysa… Bu durumda devletin işi aksamadı mı?

ilgili Haber
Berlin Basın(İletişim) Müşaviri Hasan Kocabıyık’ın Performansı Üzerine Değerlendirme


Hukuki Boyutu Nedir?
Devlet memurlarının çalışma esaslarını belirleyen 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, memurların ikinci bir iş yapmasını kesin kurallara bağlamıştır. Elbette akademik gelişim teşvik edilir, ancak bunun için gerekli izinlerin alınması gerekir.
• Kurumdan izin alınmış mı? Eğer kişi, doktora çalışmasını yürütmek için kurumdan resmi bir izin aldıysa ve bu süreç yasal çerçevede ilerlediyse, ortada bir problem var mı?
• Görev aksatıldı mı? Eğer basın müşavirliği görevinde herhangi bir aksama yaşandıysa, bu durum görev ihmali olarak değerlendirilebilir mi?
• Devletin kaynakları nasıl kullanıldı? Eğer doktora süreci devletin imkanlarıyla desteklendiyse, bu etik bir tartışma konusu yaratır mı?
Devlet Yönetiminde Şeffaflık Gerekmez mi?
Eğer bir kamu görevlisi, devletin imkanlarından faydalanarak veya çalışma saatlerini kullanarak akademik bir unvan elde ediyorsa, bunun kamuoyuna açık bir şekilde izah edilmesi gerekmez mi?
Öte yandan, eğer bir kişi hem basın müşavirliği gibi yoğun bir pozisyonda eksiksiz görevini yerine getirip hem de doktora tezini başarıyla tamamladıysa, bu nasıl mümkün oldu? İki tam zamanlı işi aynı anda yürütmek, fiziksel olarak nasıl mümkün olabilir?

İlgili Haber
Gazetecilik Misyonu ve Sorumluluğun Unutulan Yükü

 Net Bir Çerçeve Gerekli
Türkiye’de kamu görevleri ve akademik kariyer arasındaki sınırların netleşmesi gerekmez mi? Devlet memurlarının, özellikle de kritik pozisyonlarda çalışanların, akademik çalışmalara yönelmeleri teşvik edilmelidir. Ancak bunun şeffaf ve hukuki bir çerçevede ilerlemesi gerekmez mi?
Sonuç olarak, burada temel sorular şunlardır:
• Bu süreçte görev ihmal edildi mi?
• Kurum içi izinler ve prosedürler eksiksiz takip edildi mi?
• Devlet(?) memurluğunun gerektirdiği ciddiyetle hareket edildi mi?
Bu soruların net yanıtları olmadığı sürece, kamu yönetiminde şeffaflık konusunda soru işaretleri devam edecektir.

İlgili Haber
Almanya’da Türkçe Medyanın Çöküşü: Bir Devrin Sonu