Almanya'da Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesinde siyasilere peş peşe saldırılar

Almanya‘da 9 Haziran’da yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesinde siyasi atmosfer kızışırken, politikacılara yönelik saldırılar tedirginliğe yol açıyor

Almanya'da Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesinde siyasilere peş peşe saldırılar
Almanya‘da 9 Haziran’da yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesinde siyasi atmosfer kızışırken, politikacılara yönelik saldırılar tedirginliğe yol açıyor.Arşiv Foto

Almanya’nın Dresden kentinde Cuma akşamı dört kişi tarafından saldırıya uğrayan Sosyal Demokrat Partili (SPD) Avrupa Parlamentosu Milletvekili Matthias Ecke’nin ağır yaralanmasına neden olan saldırı ülke çapında tepkilere yol açtı.

SPD tarafından yapılan açıklamada, partinin Saksonya eyaletinden liste başı adayı olan Ecke'nin hayati tehlikeyi atlattığı; ancak ameliyat edilmesi gerektiği ifade edildi. Açıklamada, "Ecke'ye yapılan saldırı ülkedeki herkes için bir alarm sinyali olmalı. Demokratik değerlerimiz saldırı altında" denildi.

Almanya Cumhurbaşkanı Frank Walter Steinmeier, politikacılara saldırıları "dehşet verici" olarak tanımlarken, "Liberal demokrasimizi korumak isteyen herkes partilerüstü bir tutum sergileyip demokrasi düşmanlarına karşı mücadele etmeli" çağrısında bulundu.

Almanya Başbakanı Olaf Scholz saldırıya ilişkin yaptığı açıklamada, "Tüm demokratlar birlikte hareket etmeliyiz. Matthias Ecke ve diğer adaylara yönelik saldırılar demokrasimizi tehdit etmektedir. Bunlara karşı birlikte durmalıyız" şeklinde konuştu.

Polis, olayla ilgili soruşturmanın sürdüğünü belirtti ve aşırı sağcı olduklarından hareket edilen saldırganlardan birinin teslim olduğunu duyurdu.

Berlin'de demokrasi yanlısı gösteri

SPD'nin lideri Lars Klingbeil buradaki konuşmasında toplumdaki mevcut iklimden AfD'yi sorumlu tuttu.

Ocak ayında açıklanan verilere göre, Almanya'da 2019'dan bu yana parlamentoda temsil edilen siyasi partilere mensup politikacılara yönelik saldırılar iki katına çıktı.

Siyasetçilere yönelik şiddete karşı strateji arayışı

Federal İçişleri Bakanı Nancy Faeser, "Demokrasi düşmanlarına Almanya’da yer yok. Demokrasi düşmanlarına karşı mücadeleyi kararlı bir şekilde sürdüreceğimizden kimsenin şüphesi olmasın" dedi ve eyaletlerin içişleri bakanlarını Salı günü bir kriz toplantısında bir araya gelmek üzere Berlin’e çağırdı.

Bakanların, siyasi saldırılara karşı ortak bir strateji üzerine çalışacakları öğrenildi.

Geçtiğimiz günlerde Yeşiller Partili politikacı olan Essen şehrinin Belediye Başkan Yardımcısı Rolf Fliss, yoldan geçen bir kişi tarafından saldırıya uğramış ve hastaneye kaldırılmıştı.

Cuma akşamı yine Dresden'de meydana gelen başka bir olayda, dört kişilik bir grubun Yeşiller Partisi için seçim afişleri asan 28 yaşındaki bir kişiye saldırdırdıkları, söz konusu kisinin aldığı yumruk darbeleri nedeniyle yaralandığı öğrenildi. Olaya ilişkin Alman basınında yer alan haberlerde görgü tanıklarının saldırganları sağ görüşlü olarak nitelendirdiği bildirildi.

Geride kalan hafta başında Federal Meclis Başkan Yardımcısı Kathrin Göring-Eckardt, katıldığı bir toplantının ardından aracına bindikten sonra bir grup tarafından durdurulmuş ve sözlü saldırıya uğramıştı.

Yeşiller Partisi’ne mensup siyasetçi polisin müdahalesiyle olay yerinden uzaklaşabilmişti.

“AfD’nin yükselişi sokak şiddetini artırıyor” iddiası

Alman güvenlik birimleri, bu saldırıların genellikle aşırı sağcı ve ırkçı grup ve kişilerce gerçekleştirildiğinden yola çıkıyor.

Uzmanlar da ülkede yabancı düşmanlığı, ırkçılık ve demokrasi karşıtlığıyla kendisini gösteren aşırı sağ olgusunun sokağa şiddet yoluyla yansımasının tehlikeli bir boyut aldığı görüşünde.

Alman hükümetinin verilerine göre, 2023'ün Ocak-Eylül döneminde aşırı sağcılar 773'ü şiddet eylemi olmak üzere 17 bin 545 siyasi suç işledi. 2022'nin aynı dönemine göre bu, yüzde 15 oranında bir artış anlamına geliyor.

Bu artış, Almanya için Alternatif (AfD) partisinin yükselişi ile de ilişkilendiriliyor. Almanya'da yapılan birçok ankette AfD yüzde 18 oy oranı ile Hristiyan Birlik Partilerinin (CDU/CSU) ardından, iktidardaki üç koalisyon partisinin de önünde ülkede ikinci büyük parti olarak öne çıkıyor.

Geçen sonbahar aylarında oy oranı bir ara yüzde 25’e kadar yükselen parti, özellikle doğu eyaletlerinde önemli bir seçmen kitlesine sahip. AfD'nin önümüzdeki sonbahar aylarında Brandenburg, Saksonya ve Thüringen eyaletlerinde yapılacak eyalet seçimlerinde yüzde 30'un üzerinde oy alarak birinci parti çıkması bekleniyor.

AfD’nin bazı eyaletlerdeki örgüt ve siyasetçileri, Alman istihbaratı ve güvenlik kurumları tarafından "aşırı sağcı" olarak sınıflandırılıyor. Hatta radikal söylemleriyle adından söz ettiren partinin Thüringen eyaleti lideri Björn Höcke, "Faşist" olarak tanımlanıyor.

AfD'ye yönelik tepkiler, araştırmacı gazetecilik kuruluşu Correctiv'in 10 Ocak'ta yayımladığı bir haber sonrasında yeni bir boyut kazanmıştı.

Haberde, geçen sonbaharda Berlin yakınlarındaki Potsdam'daki bir villada, AfD’den isimlerin katıldığı bir gizli toplantıda aşırı sağcı Kimlikçi Hareket'in sözcüsü Martin Sellner'in ülkedeki yerleşik göçmenlerin geri gönderilmesi anlamına gelen "tersine göç" (Remigration) planını sunduğu bildirilmişti.

Bu planın ortaya çıkması sonrasında düzenlenen protesto gösterilerine yüzbinlerce kişi destek verdi.

Sonrasında yapılan anketlerse, Almanya için Alternatif'in (AfD) son dönemde oy kaybettiğini ortaya koydu.

Cem Dalaman