Kuzey Kore ve ABD arasında nükleer denizaltı ve kaçak asker gerilimi

ABD’nin nükleer güçle çalışan balistik füze denizaltısının bu hafta Güney Kore'ye nadir bir ziyaret için su yüzüne çıkması, Kuzey Kore’ye de uyarı niteliğindeydi. Bir ABD askerinin hafta içinde Kuzey Kore’ye kaçması ve Pyongyang’dan hala bir açıklama gelmemesi de gerilimi tırmandırıyor

Kuzey Kore ve ABD arasında nükleer denizaltı ve kaçak asker gerilimi
ABD’nin nükleer güçle çalışan balistik füze denizaltısı (SSBN).

ABD’nin nükleer güçle çalışan balistik füze denizaltısı (SSBN), bu hafta Güney Kore'ye nadir bir ziyaret için su yüzüne çıktı. Uzmanlar bu hamlenin, Washington'un her zaman Kuzey Kore'ye yakın bir vuruş mesafesinde konuşlandırılmış nükleer başlıklı füzelere sahip olduğunu açıkça hatırlatma amacı taşıdığı görüşünde.

Düşünce kuruluşu Center for a New American Security'den Duyeon Kim, "Nükleer silahları açık denizlere ve denizaltılara yerleştirmek aslında birçok açıdan daha güçlü bir caydırıcılık. Amerikan stratejik varlıklarının yeri düşman tarafından bilinmediğinde, düşman bu silahların varlığından haberdar olduğu sürece caydırıcılık güçlenir" dedi.

Hareketleri hakkında doğrudan bilgi sahibi bir kaynak, USS Kentucky Ohio sınıfı SSBN'nin Salı günü Güney Kore'nin güney limanı Busan'a vardığını ve ziyaretini Cuma günü tamamladığını söyledi.

Bu hamle Kuzey Kore'nin de dikkatini çekti. Kuzey Kore Savunma Bakanı dün, Güney Kore'de bu tür silahların bulunmasının Kuzey'in nükleer silahlarını kullanması için gerekli kriterleri karşılayabileceğini söyledi ve ABD'yi daha fazla nükleer kapasiteli varlık göndermemesi konusunda uyardı.

Kentucky'nin ziyareti 1980'lerden bu yana bir SSBN'nin Güney Kore'ye ilk gelişi oldu. Bu hamle, son yıllarda ABD'nin Güney Kore'ye taktik nükleer silahlar gönderip göndermemesi ya da Seul’un kendi nükleer silahlarını geliştirip geliştirmemesi konusunda artan tartışmaları takip etti.

Güney'e savunma konusundaki kararlılığının güvencesini veren Washington, nükleer güç gösterilerini arttırdı ve savaş planlaması için yeni bir grup oluşturdu.

Kuzey Kore’nin en önemli müttefiki olan Çin, denizaltının ziyareti hakkında yorum yapmadı, ancak ABD'yi askeri konuşlandırmalarıyla bölgedeki gerilimi arttırmakla suçladı.

Varlıklarını sürdürmek ve bir savaş sırasında nükleer füze fırlatma kabiliyetlerini korumak için gizliliğe ve görünmezliğe büyük önem verildiğinden, ABD’ye ait bu SSBN'ler, nadiren yabancı limanlara halka açık şekilde demir atar.

Kuzey Kore'yi izleyen ‘’38 North’’ sitesi ile çalışan ABD hükümetinin eski silah uzmanlarından Vann Van Diepen, SSBN'lerin tüm ABD nükleer silahları arasında en dayanıklı atış platformu olduğunu ve düşmanın ilk saldırısı durumunda ezici bir nükleer misillemeyi garanti ettiğini söyledi.

ABD Donanması'nda genellikle "boomers" olarak adlandırılan 14 SSBN bulunuyor. Ohio sınıfı bir denizaltı, 20 adet Trident II D5 füzesi taşıyor. Bu füzelerin her biri 12 bin kilometre uzaklıktaki hedeflere, sekiz adede kadar nükleer savaş başlığı taşıyabiliyor.

Van Diepen, "ABD'nin Batı kıyılarından itibaren batı istikametinde herhangi bir yerdeki SSBN'ler Kuzey Kore'deki hedefleri vurabilir. Bu nedenle Kuzey Kore her zaman bazı ABD SSBN'lerinin menzilinde" dedi.

Kuzey Kore, birincil görevi kıyı şeridini savunmak olan büyük ama eskimeye başlayan bir denizaltı gücüne sahip; ancak kendi füze denizaltı cephaneliğini geliştirmeye çalışıyor.

Van Diepen de Pyongyang’ın Kuzey Kore'nin bir test denizaltısından atışlar yaptığını ve en azından 2016'dan bu yana operasyonel konvansiyonel güçle çalışan bir füze denizaltısı inşa etmeye çalıştığını söyledi.

Ancak Kuzey'in kendisine sınırsız menzil sağlayacak nükleer enerjiyle çalışan bir denizaltı inşa edebilecek teknik kapasiteyi geliştirmesine daha uzun yıllar var. Van Diepen, şimdilik bir füze denizaltısının Kuzey'in gelişmekte olan kara tabanlı nükleer gücünü sınırlı olarak tamamlayacağını söyledi.

Güney Koreli emekli bir denizaltı kaptanı olan Choi Il de ABD ve Güney Kore arasında fiili nükleer paylaşımın gerçekleştiğini belirtti.

Choi, ”Kentucky'nin Busan'daki liman ziyareti bize denizaltının Kore Yarımadası çevresindeki sularda zaten faaliyet gösterdiğini ve Busan'dan ayrıldıktan sonra bile ABD nükleer varlığının her zaman yakın sularda konuşlandırıldığını gösteriyor” dedi.

Kuzey Kore’ye balistik füze kınaması ve diyalog çağrısı

Öte yandan Japonya, ABD ve Güney Kore, Kuzey Kore'yi son kıtalararası balistik füze (ICBM) denemeleri nedeniyle kınadı. Pyongyang ile diyalog ihtiyacını vurgulayan üç ülkenin üst düzey yetkilileri, Kuzey'e karşı caydırıcılığı ve yaptırımları güçlendirmek için üçlü işbirliğini arttırma taahhüdünde bulundu.

Perşembe günü Japonya'nın Karuizawa kentinde yapılan toplantı, Kuzey Kore'nin geçen hafta Japonya'nın kuzeyindeki Hokkaido adasının batı kıyısı açıklarında suya inen katı yakıtlı balistik füze fırlatmasından ve Çarşamba günü de iki füze fırlatmasından bir gün sonra gerçekleşti.

Toplantının açılış konuşmasını yapan Japonya Dışişleri Bakanlığı Asya ve Okyanusya İşleri Bürosu Direktörü Takehiro Funakoshi, Tokyo'nun caydırıcılığı arttırmak ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarını ihlal ederek füze geliştiren Kuzey'e karşı yaptırımlar uygulamak için, üçlü güvenlik işbirliğini daha da güçlendirmeyi amaçladığını söyledi. Bununla birlikte Kuzey ile diyaloğa ihtiyaç olduğunu da vurguladı.

Güney Kore'nin Kore Yarımadası barış ve güvenlik işlerinden sorumlu özel temsilcisi Kim Gunn da, "Kuzey Kore'yi nükleer silahlardan arındırma yoluna geri döndürmek ve Çin'in yapıcı rolünü teşvik etmek için yakın iletişimi" güçlendirmenin yollarını ararken, Kuzey Kore ile diyalog niyetlerini teyit etti.

Bu hafta Seul ve Washington arasında nükleer istişarelerin başladığını kaydeden Kim, Kuzey Kore'nin "kendi güvenliğini baltaladığını", iki müttefiki korkutma girişiminin ise sadece nükleer caydırıcılık konusundaki işbirliklerini geliştirdiğini söyledi.

ABD'nin Kuzey Kore özel temsilcisi Sung Kim de ABD'nin "düşmanca bir niyeti olmadığını" ve "farklılıklar üzerinde çalışmak için müzakere masasına oturmaya istekli ve hazır olduklarını" söyledi.

Sung Kim ayrıca, Kuzey'e kaçan Amerikalı asker hakkında bilgi toplamak için "çok çalıştıklarını" söyledi.

Blinken’dan Pyongyang’a müzakere mesajı

Dışişleri Bakanı Antony Blinken da bugün, Kuzey Kore'ye giren Er Travis King'in nerede olduğunu bilmek istediklerini ve bunun için Pyongyang ile iletişime geçtiklerini söyledi.

Aspen Güvenlik Konferansı'nda konuşan Blinken, Washington'un "Kuzey Kore ile nükleer program konusunda ön koşulsuz müzakerelere hazır olduğunu" yineledi.

Kuzey Kore, kaçak ABD askerini nasıl kullanacak?

Kuzey Kore basını, haberlerinde henüz Er Travis King'den bahsetmedi. Pyongyang’ın bir sonraki adımları hakkındaki tahminler ise çeşitli.

Washington'daki düşünce kuruluşu Stimson Center'da kıdemli araştırmacı ve Kuzey Kore odaklı 38 North internet sitesinin yöneticisi Jenny Town'a göre, Travis King'in kalış süresi muhtemelen Kuzey Koreliler’in onun hikayesini kendi propagandalarına alet etmenin bir yolunu bulup bulamayacaklarına bağlı olacak.

Associated Press haber ajansına konuşan ve "Eğer onun iyi bir hikaye olmadığına karar verirlerse, ABD ile zaten kırılgan olan ilişkileri daha da kötüleştirmemek için geri gönderebilirler" diyen Town, bu konuda çok az emsal olduğundan, büyük ölçüde ‘bekle ve gör’ durumu yaşandığını söyledi.

Ancak Güney Kore'deki Kuzey Kore Araştırmaları Üniversitesi'nin başkanı Yang Moo-jin, ülkeye gönüllü olarak giren bir ABD askerinin propaganda değerini, Kuzey Kore'nin görmezden gelmesinin pek olası olmadığı görüşünde.

Yang, erin ilk değeri propaganda olsa da, Pyongyang'ın King’i Washington'dan taviz koparmak için bir pazarlık kozu olarak kullanma fırsatlarını da arayabileceğini belirtti.

Kuzey Kore'nin King'in serbest bırakılması karşılığında ABD'den Güney Kore ile son dönemde artan askeri faaliyetlerini azaltmasını talep etmesi mümkün.

Kuzey Kore'nin amacının, Washington için "ABD-Güney Kore nükleer caydırıcılık stratejilerini güçlendirmek ile kendi vatandaşlarını korumak arasında seçim yapmak" gibi bir ikilem yaratmak olacağını söyleyen Yang, "Bu durum, ABD ile nükleer caydırıcılık stratejilerini güçlendirmeye odaklanan Güney Kore için zorluklar yaratacaktır" değerlendirmesinde bulundu.

Kuzey Kore'nin Londra Büyükelçiliği'nde diplomat olarak görev yapan ve 2016 yılında Güney Kore'ye iltica eden ve şu anda milletvekili olan Thae Yong Ho ise, Kuzey'in ülkeye gönüllü olarak giren hiçbir ABD askerini serbest bırakmadığına dikkat çekti.

Ancak düşük rütbesi ve dolayısıyla sağlayabileceği ABD askeri istihbaratın değerinin muhtemelen az olmasının yanısıra, hayatını karşılamanın yüksek maliyetleri göz önüne alındığında, Kuzey Kore'nin King'i uzun süre tutmak isteyip istemeyeceği de belirsiz.

Thae, Facebook’taki paylaşımında "(King için) özel bir güvenlik ve gözetim ekibi organize edilmeli, bir tercüman ayarlanmalı, özel bir araç ve şoför sağlanmalı ve kalacak yer ayarlanmalı. Ayrıca onu Kuzey Kore sistemine aşılamanız gerekiyor, bu nedenle uzman öğretmenlerden oluşan bir ekip ve bir müfredat düzenlemek de gerekir" ifadelerini kullandı.

Seul'deki Ewha Üniversitesi profesörlerinden Park Won Gon ise Washington ile Pyongyang arasındaki mevcut yüksek gerilimin King'i eve getirmeye yönelik diplomatik çabaları zorlaştıracağını söyledi.