Türkiye’de Hayatın Durduğu Yıllar: İlk Corona Vakasının Üzerinden Üç Yıl Geçti

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca Corona virüsü salgınında Türkiye’de ilk vakanın görüldüğünü 11 Mart 2020’de açıklamıştı. Getirilen kısıtlamalarla Türkiye eve kapandı, hayat durdu. Salgın sosyal hayattan iş yaşantısına kadar birçok alana darbe vurdu. VOA Türkçe, Türkiye’nin salgın yıllarını derledi

Türkiye’de Hayatın Durduğu Yıllar: İlk Corona Vakasının Üzerinden Üç Yıl Geçti

İki yılın ardından Şubat 2023’te açıklanan TÜİK verileri, Sağlık Bakanlığı verileriyle örtüşmeyen sonuçlar ortaya koydu. Corona kaynaklı ölümlerin sayısı TÜİK’e göre 2020’de toplam 22 bin 136, 2021’de 65 bin 198 iken Sağlık Bakanlığı tarafından bu sayılar 2020’de toplam 20 bin 881, 2021’deyse 61 bin 480 olarak açıklanmıştı. TÜİK istatistiklerinde son iki yılda önceki yıllara kıyasla toplam ölümlerde 200 binden fazla sıçrama yaşanması da dikkat çekiyor.

Bakanlık Corona virüsü tablosunu yayınlamayı, 27 Kasım 2022 itibariyle tamamen bıraktı. En son açıklanan verilere göre, ülkede 17 milyon 42 bin 722 Corona vakası görüldü, 101 bin 492 kişi salgın nedeniyle öldü.

Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) internet sitesindeyse diğer ülkelerde salgın verilerinin günlük olarak açıklanmaya devam ettiğini görmek mümkün. WHO verilerine göre Türkiye diğer ülkeler arasında toplam vaka sayılarında 12’inci, toplam ölüm sayılarındaysa 20’inci sırada.

İlk tedbir uzaktan eğitime geçiş

Türkiye’de salgının görülmesinin ardından alınan ilk tedbir, yüz yüze eğitime ara verilmesi oldu. 12 Mart’tan itibaren okullar uzaktan eğitime geçirildi. Ardından tiyatro, sinema, lokanta ve kahvehane gibi işletmeler kapatıldı. Önce 65 ve üzeri yaştaki, ardından 20 yaş altı kişilere sokağa çıkma yasağı getirildi. Hafta sonları sokağa çıkmak tüm vatandaşlara yasaklandı. Yurt dışına uçuşlar tamamen durduruldu. Şehirler arası seyahatler valilik iznine bağlandı, birçok şehir giriş çıkışa kapandı. Toplu taşıma, pazar ve market gibi yerlerde maske takma zorunluluğu getirildi.

Maskelerin devlet tarafından halka ücretsiz dağıtılacağı açıklanarak satışı yasaklandı. Ancak ücretsiz dağıtımın yapılacağı eczanelere yeterli maske tedarik edilmemesi halktan tepki topladı, sosyal medyada #Maskeyok etiketiyle gündem oldu. Maske satışına bir ay sonra yeniden izin verildi.

Salgın sosyal hayatın yanısıra ekonomiye de ağır darbe indirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan salgının başladığı dönemde dar gelirlilere destek için “Biz bize yeteriz Türkiyem” adında bağış kampanyasını başlattı. Ancak muhalefet halktan para istenmesine tepki gösterdi.

Hükümet, ekmek tekneleri kapatıldığı için zora giren esnaf ve sanatkarlar ile dar gelirli vatandaşlara yönelik birçok desteği uygulamaya koydu. Devlet bankalarındaki kredi borçlarının, vergi ve SGK primlerinin ertelenmesi, bankalar yoluyla sosyal kredi imkanı sağlanmasının yanısıra istihdamın korunması için kısa çalışma ödeneği de devreye alındı. Ancak devletten hibe yardımı beklentisi olan esnaf, kepenklerin bir açılıp bir kapanmasıyla biriken kiralar ve borçlar yüzünden sıkıntıya düştü. Bunun üzerine başlatılan hibe desteği ve kira yardımı da esnaf tarafından yeterli bulunmadı.

Önlemler bir normalleştirildi bir sıkılaştırıldı

Salgın gölgesinde geçen iki yıl boyunca dönem dönem vaka sayılarında azalış ve artışlara bağlı olarak önlemler de normalleştirilip sıkılaştırıldı. 4 Mayıs 2020’de salgında “kademeli normalleşme” süreciyle kepenk indiren işletmeler yeni kurallarla kapılarını açtı. Şehirlerarası yolculuk kısıtlaması sona erdi. 65 yaş ve üzeri kişilere sokağa çıkma yasağı kaldırıldı. 24 Temmuz’da Ayasofya Camisi’nin açılışında yüz binlerce kişinin katılımıyla Cuma namazı kılınması ve sosyal mesafe kurallarına uyulmamasıysa eleştirilere yol açtı.

8 Eylül’de maske takmak meskenler dışında tüm alanlarda zorunlu hale getirildi. Tüm yeme, içme ve eğlence mekanlarında saat 24.00’ten sonra müzik yayını yasaklandı.

Salgının başından beri kapalı olan okullar 21 Eylül itibariyle sadece anaokullar ve birinci sınıf öğrencileri için haftada bir gün açıldı, ardından diğer kademelerde de yüz yüze eğitim yaygınlaştırıldı.

Vaka sayılarının yeniden artışa geçmesiyle Kasım 2020’de yasaklara dönüldü. Türkiye’de hafta sonları sokağa çıkma yasağı tekrar başladı. Hafta içleri de 21.00’den sonra sokağa çıkma yasağı geldi. 65 yaş ve üzeri kişiler ile 20 yaş altındakilere sokağa çıkmak tamamen yasaklandı. Yüz yüze eğitime yeniden ara verildi. Normalleşmeyle açılan işletmeler bir kez daha kepenk indirdi. Ülke genelinde kalabalık caddelerde sigara içmeye de yasak geldi.

2021 yılında Corona’ya karşı aşı silahı

2021 yılında Corona virüsüyle mücadelede aşılar devreye girdi. 14 Ocak 2021’de Sağlık Bakanı Koca ve Bilim Kurulu üyeleri, Çin menşeili Sinovac aşısının ilk dozunu oldu. Aşılama takvimi, sağlık çalışanlarından başlanarak öncelik sıralamasına göre uygulamaya girdi. 2 Nisan'dan itibaren BioNTech aşılarının da uygulanmasına başlandı. Türkiye de yerli aşı olan TURKOVAC’ı üretmeye yönelik çalışmalarını aralıksız sürdürdü. 22 Aralık 2021'de TURKOVAC için acil kullanım onayı verilmesiyle ülke genelinde uygulanmaya başladı.

Sağlık Bakanlığı verilerine göre 10 Mart 2023 tarihi itibariyle Türkiye genelinde ikinci doz aşı yapılma oranı yüzde 85,6. 1,2 ve 3’üncü doz uygulanan aşı sayısıysa toplam 152 milyon 703 bin 125.

Salgınla mücadelede toptan yasaklar yerine bölgesel çözümler

2021, aynı zamanda il bazında vaka sayılarına bağlı olarak yerinde normalleşmeye geçilen yıl oldu. Risk durumlarına göre illerde sokağa çıkma kısıtlamaları, yeme-içme yerlerinin hangi şartlarda hizmet verebileceği ve hangi kademelerdeki öğrencilerin ne şartlarda yüz yüze eğitime başlayacağı belirlendi. Fakat vaka sayılarının yeniden artması üzerine 29 Nisan-17 Mayıs 2021 tarihleri arasında kesintisiz sokağa çıkma kısıtlamasını içeren "tam kapanma" dönemi uygulandı.

1 Temmuz 2021 itibariyle normalleşme adımları yeniden başladı. Pazartesi-Cumartesi günleri saat 22.00'den sabah 05.00'e kadar olan ve Pazar günleri ise tam gün uygulanan sokağa çıkma kısıtlaması tamamen sona erdi. Öğrenciler yeni eğitim öğretim yılında tüm kademelerde haftada 5 gün ve yüz yüze eğitime geri döndü. Bakanlık bundan sonrasında yüz yüze eğitimi sürdürmekte kararlı olsa da Türkiye salgında okulların en uzun süre kapalı olduğu ülkeler arasına yerleşti. Okulların uzun süre kapalı kalmasının kayıpların telafisini zorlaştırdığı savunan eğitimciler de salgının başından beri tümden okulların kapanması yerine okul bazlı yerel çözümler bulunması gerektiği yönünde uyarılar yaptı.

Yüz Yüze Eğitimde Kayıplar Telafi Edildi mi?

Toplumsal bağışıklık dönemi

Aralık 2021'de 16 bin 910'a kadar düşen günlük vaka sayısı, aynı ay Türkiye'de Omicron varyantının görülmesinin ardından salgının başından beri kaydedilen en yüksek günlük seviyeye ulaşılsa da yeni bir kapanmaya gidilmedi. Bu adım, Omicron varyantının diğer varyantlar kadar ağır seyretmemesi ve aşılamanın da yaygınlaştırılması hedeflenerek “toplumsal bağışıklık” planının devreye sokulduğu şeklinde yorumlandı. Önlemlerin bir bir rafa kalktığı 2022 yılında 26 Nisan itibariyle maske takma zorunluluğunun da kaldırılmasıyla salgın tedbirleri tamamen noktalanmış oldu.

Corona mirası yasak sürüyor

Gece yarısı sonrası canlı müzik yasağıysa, Corona sonrasında da kalıcı olmaya devam ediyor. Salgın sürecinde saat 24.00'te sona erecek şekilde belirlenen ve sonrasında gece 01.00'e kadar uzatılan müzik yayın saati yasağı, “seküler/laik hayat tarzına müdahale” olduğu gerekçesiyle eleştiriliyor. Müzisyenler ve eğlence mekanı sahipleri maddi sıkıntılara yol açan yasağa, bir an önce son verilmesini istiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, eleştirilere yanıt olarak 21 Haziran 2021’de “Kusura bakmayın, gece kimsenin kimseyi rahatsız etme hakkı yoktur” açıklamasında bulunmuştu.

Oğulcan Bakiler