Avukatlar: “Türkiye Anayasasızlaşma yolunda”

Başkentte “Büyük Savunma Mitingi”nde buluşan avukatlar hem maddi koşullarıyla ilgili iyileştirme talep etti hem de Türkiye’nin Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını uygulamasını istedi

Avukatlar: “Türkiye Anayasasızlaşma yolunda”
Büyük Savunma Mitingi

Başkentte “Büyük Savunma Mitingi”nde buluşan avukatlar hem maddi koşullarıyla ilgili iyileştirme talep etti hem de Türkiye’nin Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını uygulamasını istedi.

Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan, ülke genelindeki barolardan avukatlar ile birlikte “Biz hukuk devleti diye haykırırken kanun devleti bile olmaktan uzaklaşılıyor, anayasasızlaşmaya doğru yol alınıyor” mesajını verdi.

Genç avukatlar: "Kolluk personelinin keyfi uygumalarıyla karşılaşıyoruz"

Miting alanında ilk önce TBB ev sahipliğinde düzenlenen Genç Avukatlar Çalıştayı’nın sonuç bildirgesi açıklandı.

Van Barosu’ndan Mehmet Salih Coşkun ve Yozgat Barosu’ndan Sevde Nazlıcan Sargın’ın seslendirdiği ve “Bizler geç avukatlar olarak mesleğin geleceğiyiz” başlıklı bildirgede, şu talepler dile getirildi:
“Mesleğimizin ekonomik sıkıntıları için halkımızın refah seviyesinin yükseltilerek savunma hakkının korunması sağlanmalıdır. Temel ofis giderleri ve abonman sözleşmelerinde genç avukatlara indirim sağlanmalı, vergi muafiyeti artırılmalıdır. Tarafımızca hak olan ücretlerin ödenmemesi, emeğimizin sömürüsü haline gelmiştir. Kolluk personellerinin keyfi uygulamaları nedeniyle meslek onuruna uygun mesleğimizi icra edemiyoruz”

Sağkan: Mesleğimiz ağır bir ekonomik tehdit altındadır

TBB Başkanı Erinç Sağkan ise genç avukatlardan sonra geldiği kürsüde miting alanındaki katılımı nedeniyle “Bu tablo Cumhuriyet’in neden ilelebet payidar kalacağının göstergesidir” sözleriyle konuşmasına başladı.

Sağkan, avukat cübbesiyle konuşmasında, “Biz avukatız ve tarafız; haksızlığın kimden geldiğine ve kime dönük olduğuna bakmaksızın adalete erişimlerine engel olunanların ve sesi kısılmaya çalışılan kim varsa onun yanındayız. İşte bu cübbe; yağmurda, soğukta, direnişte ama en çok umutta vücut buldu. Bu cübbe, bütün darbe dönemlerinde darbecilere karşı yurttaşlar için kalkan, ortadan kaldırılmaya çalışılan hak ve özgürlükler içinse son sığınak oldu” ifadesini kullandı.

Yine avukat cübbesiyle TBB olarak Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne de Filistinlileri savunmak üzere İsrail aleyhine suç duyurusunda bulunulduğunu anımsatan Sağkan, bugünkü mitingi avukatlık mesleğini savunmak için yapmak zorunda kaldıklarını dile getirdi. Sağkan, "Mesleğimiz ağır bir ekonomik tehdit altındadır. Bu tehdit, stajyer meslektaşımdan genç meslektaşlarıma, kamuda görev yapan meslektaşlarımdan bütünsel olarak tüm avukatlara sirayet etmiş ve mesleğimizin sürdürülebilirliğini tehlikeye sokmuştur. Bugün artık avukatın emeğini ve hakkını savunmak için buradayız. Biz bugün nitelikli hukuk eğitiminin olmazsa olmazlığını haykırmak için buradayız! Her yıl mesleğe katılan 20 bin avukatla bu sistemin sürdürülebilmesinin mümkün olmadığını daha güçlü dile getirmek için buradayız! 'Bu sorun yalnızca avukatın değil, aynı zamanda senin de sorunun ey yurttaşlarımız' demek için buradayız! Bu gidişat hiç iyi gidişat değil, uyarmak için buradayız” diye konuştu

Büyük Savunma Mitingi ve yürüyüş düzenlendi.

Türkiye’deki anayasa krizi: “Kanun devleti olmaktan da artık uzaklaşılıyor”

TBB Başkanı Sağkan, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) verdiği Can Atalay’ın serbest bırakılması ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Osman Kavala ile Selahattin Demirtaş’ın durumuyla ilgili Türkiye’deki AK Parti iktidarınca uygulanmayan yargı kararlarını gündeme taşıdı.

Geçtiğimiz yıl Kasım ayında AYM önünde avukat Can Atalay kararıyla ilgili barolar olarak çağrı yapmalarına rağmen halen bunun uygulanmadığını anımsatan Sağkan, “Bugün ülkemizde AİHM kararlarının, AYM kararlarının uygulanmadığı bir dönemi yaşıyoruz. Sayılar ve istatistiki veriler üzerinden bir değerlendirme yapamayız. Çünkü tek bir dosyaya ilişkin kararın uygulanmaması bile yargı bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğü bakımından büyük bir kaygı duymak için yeterlidir. Ne yazık ki, geldiğimiz noktada meslektaşımız Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararına rağmen hâlâ cezaevinde tutuluyor. Biz hukuk devleti diye haykırırken kanun devleti bile olmaktan uzaklaşılıyor, anayasasızlaşmaya doğru yol alınıyor” dedi.

Ankara Barosu Başkanı Mustafa Köroğlu, İstanbul Barosu Başkanı Filiz Saraç ve Diyarbakır Barosu Başkanı Avukat Nahit Eren de, kürsüde konuşmalar yaparak hukuk devletine ihtiyaç duyulduğunu ve avukatlık mesleğiyle ilgili koşulların iyileştirilmesi için çağrıda bulundu.