AB’nin yeni internet içeriği denetimi yasası yürürlüğe girdi

Avrupa’da internet kullanımında radikal değişime neden olacak ve 19 internet devine içerik düzenleme zorunluluğu getiren Dijital Hizmetler Yasası (DSA) bugün yürürlüğe girdi. Yeni yasayla, dijital platformlar şeffaf olmayan uygulamaları ve yasa dışı içeriği kaldırmakla yükümlü olacak

AB’nin yeni internet içeriği denetimi yasası yürürlüğe girdi

PARİS - Avrupa’da internet kullanımında radikal değişime neden olacak ve 19 internet devine içerik düzenleme zorunluluğu getiren Dijital Hizmetler Yasası (DSA) bugün yürürlüğe girdi.

Dünyanın en büyük 19 dijital platformunu denetime tabi tutan Avrupa Birliği Dijital Hizmetler Yasası'yla, söz konusu platformlar sosyal medya, arama motorları ve diğer büyük sitelerde, şeffaf olmayan uygulamaları ve yasa dışı içeriği kaldırmakla yükümlü olacak.

Avrupa Birliği kullanıcının gizliliğini korumak ve haklarındaki bilgilerin güvenliğini sağlamak amacıyla hazırladığı Genel Veri Koruma Yönetmeliği'nden (GDPR) sonra, internette bulunabilecek tüm içeriği ilgilendiren Dijital Hizmetler Yasası’nı (DSA) da yürürlüğe koydu.

Yeni yasa, 25 Ağustos Cuma gününden itibaren, Avrupa Birliği'nde aylık 45 milyondan fazla kullanıcısı olan, yani nüfusun yaklaşık yüzde 10'unu oluşturan büyük şirketleri kapsayacak.

Buna göre, AliExpress, Amazon Store, AppStore, Booking.com, Facebook, Google Play, Google Haritalar (Maps), Google Arama, Google Alışveriş, Instagram, LinkedIn, Microsoft Bing, Pinterest, Snapchat, TikTok, Wikipedia, X (eski adıyla Twitter), YouTube ve Zalando, bu günden itibaren, içeriklerini daha iyi düzenlemelerini sağlayacak dijital hizmetlerle ilgili Avrupa mevzuatına uymak zorunda kalacak.

Yeni yasa neler getiriyor?

Avrupa Birliği yeni yasayla, çevrimiçi nefret ve dezenformasyonla mücadelede yeni bir "silah" yaratmaya çalışıyor.

Yasanın genel olarak amacı, "gerçek hayatta yasak olanların, internette de yasaklanması" şeklinde özetlenebilir. Nefret söylemi, sahte ve yalan haberler, seçimlere müdahale, insan onuruna saldırı, çocuklara yönelik saldırılar, hedefli reklam ve manipülasyonlar gibi bu güne kadar şikayet edilen konuları düzenliyor.

Yasayla, etnik köken, siyasi görüş gibi hassas konulara dayalı her türlü reklam yasaklanacak. Herkes, yasa dışı olduğundan şüphelenilen içeriği bildirmek için kullanımı kolay bir mekanizmaya sahip olacak. Platformların şikayetlere çok hızlı tepki vermesi zorunlu hale getirilecek. Örneğin "iftira" şüphesi durumunda yapılan şikayetlere 24 saat içinde yanıt vermesi zorunluluğu geliyor.

Bu raporlama kolaylığı ve müdahale hızı yasanın en temel yeniliği olarak dikkat çekiyor. Ayrıca kullanıcılar, platformlar tarafından "profil oluşturulup oluşturulmaması’" seçeneğine de sahip olacak. Kullanıcı, önerilen içeriğe ve diğer hedefli reklamlara maruz kalıp kalmama özgürlüğüne kavuşacak.

Yeni yasa ile platform kullanıcılarının, kendilerine reklam içeriği sunmak için kullanılan algoritmaların işleyişi hakkında bilgilendirilmesi gerekiyor. Açık rıza olmadığı sürece, bu algoritmalar, "hassas" olarak adlandırılan veriler (etnik köken, siyasi görüşler, cinsel yönelim) hedefli reklam sunmak için kullanılamayacak ve reşit olmayanlar için tamamen yasaklanacak. Çocukların korunmasına özel önem verilecek.

Ayrıca "yasa dışı" olduğu değerlendirilen içeriklerin kolaylıkla raporlanması da mümkün olacak. Platformların raporlarla hızlı bir şekilde ilgilenmesi, tercihlerini açıklama konusunda tepkisel olması ve hesaplarının askıya alınmasına veya feshedilmesine itiraz eden kullanıcıların şikayetlerine yanıt vermesi gerekecek.

Ayrıca Amazon gibi ticari platformlar, tüketicileri bilgilendirmek amacıyla, satıcıları hakkında kendileri bilgi edinecek. Yanıltıcı platformlar ve "kullanıcıları yanıltmayı amaçlayan" uygulamalar yasaklanacak.

"İnternette kanunsuzluk dönemi sona erdi"

Bir diğer yenilik ise bildirimlerine öncelik verilecek ulusal düzenleyiciler. Bu, örneğin hükümetin veya derneklerin kurduğu güvenilir bir site olabilir.

Her ülkenin düzenleyicileri, yasanın uygulanmasına ilişkin tavsiyeler yayınlayacak bir "Avrupa Dijital Hizmetler Komitesi" bünyesinde işbirliği yapacak.

Yasanın hazırlayıcısı, Avrupa Komisyonu İç Pazar’dan sorumlu komiseri Thierry Breton, "25 Ağustos büyük bir dönüm noktasına işaret ediyor. Büyük platformlarda kanunsuzluk döneminin sonu. İnternet kullanıcıları bundan böyle güçlendirilmiş korumanın yanı sıra artan kontrol ve seçenekten de yararlanacak" ifadeleriyle yasayı savundu.

İLGİLİ HABERLER

OpenAI ilk kez şirket satın aldı

Breton Le Figaro gazetesine verdiği söyleşide, "Söz konusu platformlar şu anda Avrupa Birliği'nde 45 milyondan fazla kullanıcıya sahip olan platformlardır. Bunlardan 19 tanesini belirledik. İnternet kullanıcıları için neyin en iyi olduğuna bu kuruluşların karar verdiği dönemin sonuna geldik. Hatta bazıları kendilerini toplum üzerindeki etkileri konusunu dert etmeyecek kadar büyük görüyorlardı. Artık Komisyon’un denetimine ve artan şeffaflık görevine tabi olacaklar. Böylece daha sorumlu davranmalarını sağlayacağız" diye konuştu.

Franceinfo TV’ye açıklama yapan Microsoft Avrupa'nın eski hukuk müdürü, dijital medya uzmanı avukat Marc Mosse'ye göre ise, DSA "çevrimiçi nefreti ve sosyal ağlardaki dezenformasyonu bir gecede ortadan kaldıracak sihirli bir değnek" değil. Ancak, platformları sorumlu kılan, düzenleyiciler, üniversite araştırma dünyası ve kullanıcılarla diyalog kurmayı mümkün kılan yenilikçi bir metin.

İçerik denetimi güçlendiriliyor

Yasayla genel olarak içerik denetiminin "çok daha özenli" yapılması hedefleniyor. Büyük şirketlerin ekonomik ve demokratik yaşam üzerindeki büyük etkileri nedeniyle daha fazla saygı gösterme yükümlülükleri olacak. Örneğin, kullanıcılarına hedeflenmeyen bir içerik öneri sistemi sunmaları ve sunulan reklamlara ilişkin bilgilerin yer aldığı bir kayıt (reklama kimin sponsor olduğu, reklamın neden vurgulandığı...) sunmaları gerekecek.

Bundan böyle platformlar, Internet kullanıcılarından gelen raporları ele alacak ve içerik veya hesapla ilgili her türlü kısıtlamayı veya askıya alma durumunu gerekçelendirmek zorunda olacak. Örneğin bir kullanıcının tweet'i silindiyse, bunun nedeninin net bir şekilde açıklaması yapılacak.

Platformlar, iki yılda bir raporlar aracılığıyla, toplum için oluşturdukları sistematik riskleri (kamu sağlığı, fiziksel ve zihinsel refah, yanlış bilgi vb.) sınırlandırmak için yeterli önlemleri alıp almadıkları konusunda düzenli bilgi verecek. Her yıl oluşturdukları "sistematik" riskleri analiz edip, (örneğin bir devletin veya reşit olmayanların güvenliği için), bunları hafifletecek (sahte hesapları silmeleri ve hatta bilgileri ciddi şekilde doğrulayan kaynakları daha fazla izlemeleri) önlemler alacak.

Algoritmalarla ilgili olarak Avrupa Komisyonu ve devletler nezdinde daha fazla şeffaflık göstermek ve aracı platformların ana verilerini incelemek isteyen araştırmacılara erişim izni verecek.

Son olarak, Avrupa Komisyonu, Covid gibi, güvenlik veya kamu sağlığıyla ilgili "büyük bir kriz" durumunda, büyük aktörlerden risk analizi isteyebilecek ve gerekirse onlara "acil durum tedbirleri" uygulayabilecek.

Amazon ve Zalando direniyor

AB Komisyonu, 17 Şubat 2024'ten itibaren ikinci aşamada, kullanıcı sayısına bakılmaksızın tüm platformlar ve aracıları (internet servis sağlayıcıları, arama motorları vb.) bu listeye dahil edecek. Büyük platformlar, diğerlerine göre birden fazla kurala tabi olacak. Ancak küçük kurumlar Brüksel tarafından değil, yetkili ulusal makamlar tarafından izlenecek.
Bu nedenle Amerikalı Amazon ve Alman Zalando, AB’nin kendilerini bu listeye dahil etmesine karşı, Avrupa Birliği Adalet Divanı'nda (CJEU) itiraz etmeye karar verdi. Ancak dava sonuçlanana kadar bu iki platform da AB yasasına uymak zorunda olacak.

“Sansür” eleştirileri

Yasaya getirilen en önemli eleştiri, ifade özgürlüğünün sınırlandırıldığı yani “sansürün resmileştirildiği” eleştirisi.

Eleştiriler, Avrupa İç Pazar Komiseri Thierry Breton'un, Nanterre'de 17 yaşındaki Nahel adlı gencin polis tarafından öldürülmesi üzerine sosyal medyadan yapılan “nefret dolu içerikler ve isyan çağrıları” hakkında, “DSA’nın bu çağrıları silmeyi zorunlu kıldığını” açıklamasının ardından geldi.

Thierry Breton Le Figaro’ya verdiği söyleşide, "Sansür yok tam tersine, DSA, ifade özgürlüğünü keyfi kararlara karşı gerçek anlamda korumayı amaçlamaktadır. Kesinlikle hızlı ve belgelenmiş olan zorunlu prosedür, vatandaşları ve demokrasiyi korur. Platformlar artık uygulanan kısıtlamalara tek başına karar vermeyecek. Süreç artık tek taraflı değil, iki taraflıdır ve bu anlamda internet kullanıcılarını da korumaktadır. Moderasyon raporlarının zorunlu olarak yayınlanmasının bu sürece şeffaflık ve objektiflik getirdiğini de eklemek isterim. Açık olalım; moderatör sansürle eşanlamlı değildir. Avrupa'da "hakikat bakanlığı" olmayacak. Anahtar kelime şeffaflıktır. Süreçler, algoritmalar, botlar, hedefli reklamcılık ve içerik konusunda şeffaflık gelecek" değerlendirmesinde bulundu.

Arzu Çakır