Dijital çağın getirdiği en tartışmalı kavramlardan biri de “trollük.” Başlangıçta yalnızca internet forumlarında eğlenmek için yapılan kışkırtıcı yorumlar olarak tanımlansa da, bugün trollük ciddi stratejilerle yürütülen bir propaganda aracı, hatta bazı durumlarda bir “meslek” haline geldi. Trollüğün amacı, dikkat dağıtmak, gündemi manipüle etmek, tartışma yaratmak ve algıları yönlendirmektir. Bu makalede trollüğü üç temel başlık altında inceliyoruz: devlet destekli troller, kurumsal/marka trollüğü ve bireysel troller.
Devlet Destekli Troller: Yeni Nesil Propaganda Birimleri
Bazı ülkelerde trollük, devlet politikalarının dijital uzantısı olarak sistemli şekilde uygulanıyor. Bu tür yapılar doğrudan resmi kuruma bağlı olmasa da, devlet ya da iktidara yakın aktörler tarafından destekleniyor.
Devlet destekli trollerin temel amacı, muhalif sesleri bastırmak, hükümet politikalarına yönelik eleştirileri saptırmak ve toplumsal algıyı yönetmek. Sosyal medya üzerinden organize edilen bu gruplar aynı anda belirli mesajları yayan çok sayıda sahte ya da gerçek kullanıcıdan oluşuyor.
Özellikle Rusya’daki Internet Research Agency gibi yapılar, bu alanda kurumsal bir örnek olarak öne çıkıyor. Benzer modeller Latin Amerika’dan Orta Doğu’ya kadar birçok ülkede görülüyor. Troll hesaplar genellikle sabit maaşla çalışıyor ve içerik başına prim de alabiliyor. Aylık gelirleri 1000 ile 5000 Euro arasında değişebiliyor.
Trollük sadece siyasetle sınırlı değil. Ticari şirketler de rakiplerini zayıflatmak, ürünlerini öne çıkarmak ya da kriz yönetimi yapmak amacıyla trollük faaliyetlerine başvurabiliyor.
Bu yöntemle sahte müşteri yorumları, rakip ürünlere olumsuz puanlar, sosyal medya üzerinden yayılan karalama kampanyaları devreye giriyor. Bazı sosyal medya ajansları, bu hizmetleri “dijital itibar yönetimi” ya da “rakip analiz çalışması” adı altında sunuyor.
Kurumsal trollük genellikle yorum başına ödeme şeklinde fiyatlandırılır. Yüksek profilli kampanyalarda ise aylık 10.000 Euro’ya kadar bütçeler ayrıldığı biliniyor.
⸻
Bireysel Troller: Kaos İçin Var Olanlar
Trollüğün en köklü hali bireysel trol davranışlarıdır. Bu kişiler genellikle herhangi bir kurumdan bağımsızdır. Amaçları dikkat çekmek, insanları kızdırmak ya da yalnızca “ortamı karıştırmak” olabilir.
Bireysel troller özellikle siyaset, din, cinsiyet gibi hassas konularda provokatif mesajlar atarak insanları tartışmaya sürükler. Bu kişiler bazen sosyal medyada fenomenleşerek bağış platformları ya da içerik üreticiliği üzerinden para kazanmaya da başlar.
⸻
Trollüğün Araçları ve Yöntemleri
Modern trol operasyonları genellikle otomasyon, bot hesaplar, içerik fabrikaları ve yapay zeka destekli analiz araçlarıyla yürütülüyor. Öne çıkan yöntemler arasında:
• Hashtag manipülasyonu
• Sahte haber üretimi
• Koordineli yorum bombardımanı
• Deepfake ve görsel manipülasyon
• Forumlarda konuyu saptırma teknikleri
⸻
Trollüğe Karşı Mücadele
Trollükle mücadele, günümüz dijital dünyanın en büyük sınavlarından biri haline geldi. Sosyal medya platformları, algoritmalarla trol davranışlarını tespit etmeye çalışsa da, bu yapıların sürekli biçim değiştirmesi mücadeleyi zorlaştırıyor. Ayrıca, birçok ülkede trol faaliyetleri hukuki bir gri alanda kaldığı için net bir yaptırımı bulunmuyor.
Ancak dezenformasyonla mücadele eden sivil toplum örgütleri, bağımsız gazetecilik platformları ve bazı medya izleme ağları trollüğü teşhir etmeye ve bilinç oluşturma çabasını sürdürüyor.
Trollük artık sadece sanal ortamda birkaç kışkırtıcı yorumdan ibaret değil. Giderek organize hale gelen, para kazandıran ve toplumları yönlendirebilen bir faaliyet alanına dönüşmüş durumda. Devlet politikalarından şirket savaşlarına kadar geniş bir yelpazede karşımıza çıkan bu dijital gölge savaşçıları, dijital çağın yeni aktörleri olarak karşımıza çıkıyor.
Gazeteci, Yapımcı ve Medya Girişimcisi
Mustafa Ekşi, İstanbul doğumlu bir gazeteci ve medya yapımcısıdır. Eğitimini tamamladıktan sonra üniversite eğitimi için Berlin’e gitmiş ve 1989 yılında Berlin Duvarı’nın yıkılışına tanıklık etmiştir. Uzun yıllar Berlin’de IT sektöründe ticaret yapmış, 2000 yılında Rize Kültür Derneği’nin kurucu yönetim kurulu üyeleri arasında yer almıştır.
Medya kariyerine 2009 yılında Mocca Kültür dergisinde gerçekleştirdiği röportajlarla başlamış, Türkiye’de ulusal medyada ve Berlin merkezli Tivitürk TV’de programlara konuk olmuş ve program moderatörlüğü yapmıştır. Almanya’da Türkçe ve Almanca yayın yapan birçok medya platformunda aktif görev almış, medya.berlin haber portalını kurmuştur. 15 Temmuz darbe girişimini konu alan Der Aufstand adlı belgeselin yapımcılığını üstlenmiştir.
Almanca yayın yapan IP-TV kanalı Z-23tv’nin Berlin temsilciliğini yürütmüş, Alman-Türk Gazeteciler Birliği Berlin’in kurucu üyelerinden biri olmuş ve geçmişte asbaşkanlık görevini üstlenmiştir.
Mustafa Ekşi, halen medya.berlin’in genel yayın yönetmeni olarak çalışmalarını sürdürmekte ve metalink.tv’nin imtiyaz ortağı olarak medya projelerine devam etmektedir. Aynı zamanda köklü Ekşioğlu Ailesi’nin bir mensubudur.
Diese Website verwendet Cookies, um Ihr Nutzungserlebnis zu verbessern. Durch die weitere Nutzung der Website stimmen Sie der Verwendung von Cookies gemäß unserer Datenschutzerklärung zu.