Askıya Alan Yasa

Askıya Alan Yasa: Almanya’da Mülteci Politikası Yeni Bir Eşikten Geçiyor

Askıya Alan Yasa
Bundestag. Foto:Medya.Berlin

Almanya Federal Meclisi (Bundestag), 27 Haziran 2025 tarihinde aldığı bir kararla, mülteci politikaları tarihinde tartışmalı bir dönemece daha imza attı. Yeni yasa uyarınca, subsidiary protection (sınırlı koruma) statüsünde olan mültecilerin aile birleşimi hakkı iki yıl boyunca askıya alındı. Yasaya 444 milletvekili “evet”, 135 milletvekili “hayır” oyu verdi. Kararın yürürlüğe girmesi için şimdi Federal Eyaletler Meclisi’nin (Bundesrat) onayı bekleniyor.

380.000 Kişiyi Etkileyen Bir Karar

Almanya’da şu anda yaklaşık 380.000 kişi sınırlı koruma statüsünde yaşıyor. Bu statü, bireylerin doğrudan savaş ya da zulüm tehdidi altında olmamalarına rağmen, ciddi insan hakları ihlalleri nedeniyle ülkelerine gönderilemeyecekleri anlamına geliyor. Bu kişiler, temel bir koruma altında bulunuyor ancak tam mülteci statüsüne sahip değiller. Yeni yasa, bu gruba mensup kişilerin eş ve çocuklarını Almanya’ya getirme hakkını en az iki yıl süreyle durduruyor.

Koalisyon İçi Gerilim ve Muhalefet Tepkisi

Yasanın geçmesi, Başbakan Olaf Scholz’un başında olduğu koalisyon hükümeti içinde büyük gerilim yarattı. Özellikle Yeşiller Partisi içerisinden bazı vekiller, yasanın insan haklarına aykırı olduğunu ve Almanya’nın mülteci politikalarında geri bir adım olduğunu vurguladı. CDU ve CSU gibi muhafazakâr partiler ise, kararı “toplumsal uyumun sağlanması” ve “yükün azaltılması” açısından bir gereklilik olarak savundu.

Sol Parti ve bazı bağımsız vekiller kararı, “aile kurumuna vurulmuş siyasi bir darbe” olarak niteledi. Berlin’deki çeşitli insan hakları kuruluşları ise yasanın Almanya Anayasası’na ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğu yönünde açıklamalar yaptı.

Aile Birleşimi Almanya’nın Göç Politikalarında Neden Önemli?

Aile birleşimi hakkı, Almanya’nın uzun yıllardır izlediği mülteci politikasının temel dayanaklarından biri olarak kabul ediliyordu. Bu hak sayesinde Almanya’ya sığınan bireyler, topluma daha kolay entegre olabiliyor, psikolojik ve sosyal destek bakımından daha sağlam bir zeminde yaşamlarını sürdürebiliyordu. Yeni yasa, yalnızca bireylerin değil, Almanya’nın toplumsal barış projesini de zedeliyor.

Sosyal Entegrasyon Yerine İzolasyon mu?

Uzmanlara göre, aile birleşimi hakkının askıya alınması, mülteciler arasında yalnızlaşmayı ve topluma yabancılaşmayı derinleştirebilir. Sınırlı koruma altındaki bir bireyin ailesinden iki yıl boyunca kopuk kalması, yalnızca bireysel bir travma değil, aynı zamanda sosyal uyum politikaları için de ciddi bir tehdit oluşturuyor.

Mülteci hakları savunucuları, bu adımın geriye doğru bir gidiş olduğunu, kısa vadede entegrasyon yükünü azaltmak adına atılmış olsa da orta ve uzun vadede toplumsal ayrışmayı artıracağını savunuyor.

Şimdi Ne Olacak?

Yasa tasarısı şu anda Bundesrat gündeminde. Federal Eyaletler Meclisi’nin kararı belirleyici olacak. Özellikle mülteci yoğunluğu fazla olan eyaletlerin tutumu, kararın kaderini belirleyebilir.

Eğer onay alırsa, yasa yürürlüğe girecek ve aile birleşimi hakkı, 2027’ye kadar askıya alınmış olacak.

Aileyi Ayıran Devlet: İnsan Hakları mı, İç Güvenlik mi?

Bu yasa, yalnızca bir göç düzenlemesi değil; Almanya’nın hangi değerlere yaslandığına dair derin bir tartışmayı da beraberinde getiriyor. Aileyi korumakla övünen bir hukuk devleti, aynı anda binlerce insanın ailesinden ayrı yaşamasını nasıl gerekçelendirebilir? İç güvenlik kaygısı, aile bütünlüğünden daha mı ağır basmalıdır?

Almanya, 2025 yazında yalnızca bir yasa değil, aynı zamanda vicdanıyla da baş başa kalmış durumda.