Almanya’da Seçim Sonuçları: Siyasi Denge Değişiyor

Almanya’da Seçim Sonuçları: Siyasi Denge Değişiyor
Kenan Kolat – Politika ve Strateji Danışmanı

Berlin-

23 Şubat seçimleri Almanya’nın sağa kayışının sürdüğünü ve aşırı sağcı, ırkçı partilerin oylarını ikiye katladığını bir kez daha gösterdi. Sosyal Demokratlar tarihsel bir yenilgi alırken, Yeşiller de ciddi oy kayıpları yaşadı. Bu seçim, yalnızca partilerin oy oranlarını değil, Almanya’nın gelecekteki siyasi yönelimini de şekillendiren bir dönüm noktası oldu.

Sol Parti ve Ferat Koçak’ın Tarihi Başarısı

Seçimin dikkat çeken sonuçlarından biri Sol Parti’nin beklentilerin üzerinde oy alarak meclise girmesiydi. Daha da önemlisi, Sol Parti’den Ferat Koçak’ın doğrudan milletvekili seçilmesi oldu. Koçak, eski Doğu Almanya sınırlarının dışında bir seçim bölgesinden milletvekili seçilen ilk Türkiye kökenli siyasetçi olarak tarihe geçti. Bu, Almanya’daki göçmen kökenli siyasetin güçlenmesi açısından önemli bir gösterge.

Halk FDP’yi ve BSW’yi Cezalandırdı

Hükümetin çökmesine neden olan Hür Demokrat Parti (FDP), seçmen tarafından ağır bir şekilde cezalandırıldı ve %5 barajının altında kalarak meclis dışı kaldı. FDP’nin bu sonuçtan sonra siyasette varlığını nasıl sürdüreceği belirsiz. Aynı şekilde, kısa sürede yükselen ancak politik olarak net bir kimlik oluşturamayan BSW de barajı geçemedi ve siyasi arenadan silinme sürecine girdi.

Türk Seçmenlerin Artan Katılımı

Bu seçimlerde Almanya’daki Türk seçmenlerin yoğun ilgi gösterdiği gözlemlendi. Almanya Türk Toplumu’nun gerçekleştirdiği kampanyalar sayesinde önceki seçimlere kıyasla daha yüksek bir katılım sağlandı. Ancak, bu konuda henüz somut veriler bulunmamakta. Seçimlere katılımın artması, Türk kökenli vatandaşların Almanya’daki siyasi süreçlerde daha aktif rol oynamaya başladığının bir işareti olabilir.

Irkçılığın Yükselişi ve Göçmenler İçin Artan Riskler

Seçim sonuçları, Almanya’da ırkçılığın yükselmeye devam ettiğini gösteriyor. Geçmişte tabu olarak görülen kavramlar artık siyaset sahnesinde daha rahat dile getiriliyor. Bu durum sadece Almanya için değil, göçmenler açısından da ciddi bir tehdit oluşturuyor. Irkçılıkla mücadelenin güçlendirilmesi ve toplumsal düzeyde daha fazla önemsenmesi gerektiği açık. Bu noktada, göçmen toplulukların ve sivil toplum kuruluşlarının daha güçlü bir mücadele yürütmesi zorunluluk haline geliyor.

Yeni Hükümet Senaryoları: CDU-SPD Koalisyonu Kaçınılmaz mı?

Seçim sonuçlarına bakıldığında en olası koalisyon seçeneğinin CDU/CSU ile SPD arasında olduğu görülüyor. SPD’nin, seçim yenilgisinin ardından politikalarını yeterince gözden geçirmeden bir hükümet ortaklığına girmek zorunda kalması, partinin geleceği açısından risk oluşturabilir. Sosyal Demokratların parti içi değişime ve gençleşmeye yöneldiği biliniyor, ancak bunun partinin toparlanması için yeterli olup olmayacağı tartışmalı.

Ana muhalefetin ırkçı parti tarafından oluşturulacak olması, Almanya siyaseti açısından ciddi bir endişe kaynağı. Diğer muhalefet partileri Yeşiller ve Sol Parti olacak, ancak bu partilerin hükümeti dengeleyebilecek güce sahip olup olmayacakları belirsiz.

Mülteci Politikaları ve Çifte Vatandaşlık Yasası

Olası bir CDU-SPD koalisyonunun mülteci politikalarında uzlaşmaya varması bekleniyor. Ancak, asıl tartışma çifte vatandaşlık yasası konusunda yaşanabilir. Hristiyan Demokratlar, bu yasada değişiklik yapmak isterken, SPD’nin nasıl bir tutum sergileyeceği merak konusu. SPD’den seçilen 7 Türk kökenli milletvekilinin, partilerinin bu konuda geri adım atmaması için yoğun çaba göstermesi gerekecek. Bu süreçte sivil toplum kuruluşlarına da büyük sorumluluk düşüyor.

Dış Politika: Almanya ve Türkiye İlişkileri

ABD’de Donald Trump’ın yeniden başkan seçilmesi halinde Avrupa Birliği’ni zayıflatma çabalarının artması bekleniyor. Bu durumda güçlü bir Almanya’nın AB içinde daha fazla sorumluluk üstlenmesi gerekecek. Almanya’nın Ukrayna konusundaki politikasını sürdüreceği öngörülüyor.

Türkiye ile ilişkiler açısından Hristiyan Demokratlar’ın seçim bildirgesinde daha yumuşak bir dil kullanması dikkat çekti. Bunun temel nedeninin, mülteci politikaları konusunda Türkiye ile iletişimi sürdürme çabası olduğu düşünülüyor. Almanya’nın Türkiye ile olan ilişkilerinde yeni dönemde daha dengeli bir yaklaşım benimsemesi olası.

Zor Bir Dönem Başlıyor

Almanya’yı önümüzdeki dönemde siyasi açıdan zorlu bir süreç bekliyor. Yeni hükümetin başarısız olması durumunda aşırı sağcı partinin daha da güçlenmesi ihtimali yüksek. Bu nedenle, ırkçılıkla mücadelenin daha kapsamlı bir şekilde ele alınması gerekiyor. Irkçılık artık yalnızca göçmenleri ilgilendiren bir mesele değil; tüm Alman toplumunu etkileyen bir sorun haline gelmiş durumda.

Seçim sonuçları, Almanya’daki siyasi dengeleri köklü bir şekilde değiştirdi. Önümüzdeki süreç, hem Almanya’daki demokratik kurumlar hem de göçmenler açısından kritik bir dönem olacak.


Kenan Kolat – Politika ve Strateji Danışmanı

İlgili Haber
Federal Parlamento’ya Kaç Türkiye Kökenli Milletvekili Seçildi?